Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul 7. Olağan İl Kongremize katıldı

Genel Başkan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen İstanbul 7. Olağan İl Kongremizde konuştu.

Erdoğan, kürsüye geldiğinde görme engelli Tuana Şahin, “Beraber Yürüdük Biz Bu Yollarda” şarkısını seslendirdi. Erdoğan da zaman zaman kendisine eşlik etti.

Konuşmasının başında Erdoğan, kongrede görev üstlenenleri ve il yönetimini tebrik etti. Erdoğan, kuruluşundan bu yana AK Parti İstanbul il teşkilatlarında ana kademede, kadın kollarında, gençlik kollarında vazife üstlenen, partiye katkı verenlere şükranlarını sundu ve dar-ı bekaya irtihal edenlere rahmet diledi.

Erdoğan, kurulduğu günden bu yana AK Parti’nin her kongre döneminde bir değişim rüzgarı estiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

“Esasen değişim dediğimiz hayatın gerçeğidir. Bazen de herhangi bir sebep aranmaksızın gelir kendini dayatır. Mesela bugün de burada bizim adımıza İstanbul’un her ilçesini, her mahallesini, her caddesini, her sokağını, her hanesini muhabbetle kucaklayacağına inandığımız bir dava arkadaşımıza il başkanlığı görevini tevdi edeceğiz. 1994 ruhuyla 2023 hedeflerimizi gerçekleştirecek bir arkadaşımızı, Osman Nuri Kabaktepe kardeşimizi İstanbul’a il başkanı yapıyoruz. Osman Nuri Kabaktepe çok uzun yıllardır şahsen tanıdığımız, gayretine, samimiyetine, davamıza olan sadakatine bizzat şahitlik ettiğimiz bir kardeşimizdir. Kendisinin Bayram Şenocak kardeşimizden devraldığı sancağı İstanbul’umuzda çok daha yukarılara taşıyacağına inanıyorum. Bu vesileyle geçtiğimiz dönem il başkanlığı görevini yürüten Bayram Şenocak kardeşime ve ekibine de şu ana kadar hizmetleri sebebiyle şahsım, bütün yol arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum. Bu iş tabii burada bitmiyor, sadece bir virgül. Kendileriyle bundan sonra farklı platformlarda birlikte çalışmayı sürdüreceğiz.”

Alternatifsiz konumda

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’nin 7. olağan kongre sürecini Türkiye’nin her yerinde bir değişimin vesilesi haline dönüştürmeye çalıştıklarını ifade ederek, şunları söyledi:

“Bu süreçte ilçe teşkilatlarımızda yüzde 70’i, il teşkilatlarımızda yüzde 65’i bulan oranlarda yeni isimler bayrak yarışında nöbeti devraldı. Bu gece saat 03.00’e kadar beraber çalıştık, başkan vekilim, teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcım, Fatma Betül Sayan Kaya, birlikte çalıştık. Şu anda mevcut yönetimimizin yaş ortalaması 39. Genç, dinamik bir yapıyla inşallah yola devam. Yönetimimizde en son bildiğim kadarıyla 15 hanım kardeşimiz vardı. Bu da AK Parti’nin diğerlerinden farklı yanını ortaya koyuyor. Aynı şekilde bir o kadar da genç var. Bunlar da 30 yaş grubu altında. Bu bir şeyi gösteriyor. AK Parti, dinamik bir parti. AK Parti, bugünü değil, geleceği kuşatan bir parti. Kuruluşunun üzerinden 20 yıla yakın süre geçtiği halde hala Türkiye’nin en büyük partisi olmamızı, hala Türkiye’nin yönetiminde alternatifsiz konumda bulunmamızı işte bu değişim gerçeğine borçluyuz.”

Erdoğan, şu ana kadar ilçe ve il kongrelerinde herhangi bir sıkıntı yaşanmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gençler ‘Yaş önemli değil’ demeyin, Fatih’in yaşı kaçtı ona bakacaksın. Fatih, unutmayın gençler 21 yaşında bir çağı kapadı, bir çağı açtı. Yaş da gençti, ruh da. İşte şimdi aynısını bizler de gençlerimizle beraber inşallah bütün ülkeye değil, dünyaya haykırıyoruz ve dünyada da bunun uygulamasını yapacağız.” ifadelerini kullandı.

Esasen niyetlerinin il kongrelerinin tamamına yakınına bizzat katılmak olduğunu aktaran Erdoğan, salgın şartları sebebiyle birkaç il dışında bunu gerçekleştiremediklerini, buna rağmen kongrelere canlı bağlantıyla iştirak ettiğini belirtti.

Erdoğan, 24 Mart Çarşamba günü 7. Olağan Büyük Kongreyi Ankara’da toplayarak bu süreci taçlandıracaklarını dile getirerek, 81 ildeki kongrelerde görevlerine devam eden veya yeni görev alanları tebrik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul için “merkezi büldan” yani “dünyanın merkezi” denildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

“İstanbul Fatih’in olduğu kadar Ebu Eyyüb el-Ensari’nin, Akşemseddin’in ve daha nice gönül sultanlarının şehridir. Böyle bir şehre hangi unvanla olursa olsun hizmet etmek şereflerin en büyüğüdür. İstanbul’u anlamadan Türkiye’yi anlayamazsınız, aynı şekilde İstanbul’u büyük bir aşkla sevmeyen hiç kimsenin de bu ülkeye, bu şehre ve bu partiye hizmet edebilmesi mümkün değildir. İstanbul’u kavramanın en güzel yolu ona şairlerin gözüyle bakmaktır. Bu İstanbul ki sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Bu İstanbul ki gözleri kapalı bile dinlenir. Bu İstanbul ki adını göklere yazarsanız düşlerinizden mehtabının kaybolacağından korkarsınız. Bu İstanbul ki zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilimizdir, vatanımızdır. Bu İstanbul ki güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyardır. Bu İstanbul ki iki kıtadaki insanlar gibi sarmaş dolaş olacak semtleri vardır. Bu İstanbul ki rahmetli Aşık Veysel gibi insana ‘Seversen olayım yarin’ dedirtir. Ama İstanbul’u sevmek ne kolaydır, ne de bedelsizdir. Bu şehri seviyorsanız önce onun hakkını vereceksiniz. Bu şehri seviyorsanız önce bedelini kendisine hizmet ederek ödeyeceksiniz. Eğer hakkını verip, bedelini öderseniz bu şehir sizi sırtında da taşır, bağrına da basar, zirveye de yükseltir. İstanbul bir başka sevgilidir. Eğer İstanbul’u küstürürseniz, eğer bu şehri kendinize sırt çevirtirseniz vay halinize. Böyle bir durumda değil Türkiye’ye, dünyaya sığamazsınız. Çünkü İstanbul Türkiye’nin 80 vilayetinin remzi demektir. Çünkü İstanbul 7 iklim ve 3 kıtanın merkezi demektir. Çünkü İstanbul dünyadaki 200’e yakın ülkenin hemen tamamından insanları bağrında yaşatabilen bir küresel zenginlik demektir.”

“BİZ İSTANBUL’A ÖMRÜMÜZÜ ADADIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması sırasında kongre salonunda bulunan gençlere, yaptıkları tezahürat için teşekkür ederek, “İşte AK Parti gençliği bu. Bayrağıyla beraber yaşıyor. Cumhur gençliği bu, bayrağıyla beraber yaşıyor.” ifadelerini kullandı.

İstanbul’un insanlık tarihinin de İslam medeniyetinin de Türk tarihinin de sembolü olduğunu vurgulayan Erdoğan, çünkü İstanbul’un eşsiz konumu, tarihi mirası, tabii güzellikleri, her alandaki engin birikimi ve en önemlisi insani değerleriyle kainatın en kıymetli hazinesi olduğunu, işte bunun için kendilerinin İstanbul’a ram olduklarını söyledi.

Erdoğan, “İşte bunun için biz İstanbul’a aşkla hizmet ettik. İşte bunun için biz İstanbul’a ömrümüzü adadık. İşte bunun için hep Boğaz’ın dört muhafızı olarak gördüğümüz Telli Baba’ya, Yuşa Hazretlerine, Yahya Efendi Hazretlerine ve Hüdayi Hazretlerine layık olmaya çalıştık. İşte bunun için hepsi de İstanbul’da meftun olan rahmetli Menderes’in, rahmetli Özal’ın, rahmetli Erbakan Hocamızın miraslarını yaşatmanın gayreti içinde olduk. Şair, ‘Davası olmayanın sevdası olmaz. Sevdası olmayanın öfkesi olmaz.’ diyor. Eğer zaman zaman öfkeli gözükmüşsek işte bu sevdamızdandır. Karşımıza kim dikilirse dikilsin, önümüze hangi engeller çıkartılırsa çıkartılsın, geride hangi oyunlar oynanırsa oynansın, ülkemize, milletimize ve İstanbul’a hizmet davamızdan asla vazgeçmedik.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Onlar Yeni Zelanda’daki katilin ağzından ‘Ayasofya’yı minarelerden kurtaracağız.’ dediler. Biz cevabımızı Ayasofya’yı 86 yıl sonra tekrar ibadete açarak verdik. Onlar mesajlarını bu aziz şehrin duvarlarına ‘Zulüm 1453’te başladı.’ yazarak verdiler. Biz cevabımızı ‘büyük ve güçlü Türkiye diyerek’ verdik. Onlar şimdi artık adı 15 Temmuz Şehitler Köprüsü olan Boğaziçi Köprümüzde başlattıkları darbeyle istiklalimize el uzattılar. Biz cevabımızı 7’den 70’e şehadete yürüyerek verdik. Onlar ezanları susturmak için camilerin kapılarına dayandılar. Onlar değil mi Bezm-i Alem Valide Sultan Camisi’ni işgal etmek suretiyle bira kutularıyla beraber o camimize girenler bunlar değil mi? Bu ahlaksızlar, bu edepsizler değil mi? Bu teröristler değil mi? İşte o Gezi olaylarında da bunların hesabını onlara sorduk. Bundan sonra da bilsinler ki ola ki böyle bir yola tevessül edecek olurlarsa bu millet bunun bedelini çok ağır ödetir. Biz cevabımızı geceler boyunca hiç dinmeden süren selalarımızla verdik. Onlar milletimizi birbirine karşı kışkırtmak için her yolu denediler. Biz cevabımızı Rabiamızla verdik.”

Salondakilere “Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet” diye seslenen Erdoğan, “Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, her birlikte Türkiye olacağız. İşte bizim yolumuz bu. Onlar gençlerimizi değerlerimizden uzaklaştırarak mankurtlaştırmaya çalıştılar. Biz cevabımızı gençlerimize 2053 vizyonunu emanet ederek verdik.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, İstanbul’u yanlarına aldıklarında, içerdeki hainlerden dışarıdaki düşmanlara kadar yedi düvele meydan okuyacak güce sahip olduklarını, hiç kimsenin bu şehre, bu ülkeye, bu millete kem gözle bakmasına müsaade etmediklerini ve etmeyeceklerini belirterek, şunları söyledi:

“Hizmet mücadelesinde elbette eksiklerimiz olmuştur. Belki hatalarımız da olmuştur. Hiç kimse merak etmesin, hepsi de giderilir hepsi de tamamlanır. Önemli olan ülkeye ve millete hizmet heyecanını ve iradesini güçlendirerek sürdürmektir. İşte bu azim ve kararlılıkla bir kez daha milletimizin huzurundayız.”

“İstanbul’u aşkla seviyoruz” ifadelerinin sadece bir iyi niyet beyanından ibaret olmadığını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu sözün gerisinde çok büyük bir müktesebat var. Mesela sadece son 18 yılda İstanbul’a ne kadar yatırım yaptık biliyor musunuz? Sadece son 18 yılda İstanbul’a eski rakamla 275 katrilyon lira tutarında yatırım yaptık. Eğitimde 38 bin 361 adet yeni derslik kazandırdık. 1 milyonun üzerinde yüksek öğrenim öğrencisinin öğrenim gördüğü, 37 bin 500 akademik personelin çalıştığı İstanbul’a toplam 38 adet yeni üniversite kurduk. Toplamda 13 bin 677 kişi kapasiteli yüksek öğrenim yurt binaları açtık. Bir kaç yıl içinde de yüksek öğrenim yurt kapasitesini 2 katından fazla arttıracak yatırımlarımız şu anda sürüyor. İstanbul’a 46 adet yeni spor tesisi kazandırdık.

Sosyal yardımlarda son 18 yılda toplam 17 katrilyon, yeni rakamla 17 milyar lira tutarında kaynak aktararak ihtiyaç sahibi İstanbullu kardeşlerimizin yanında olduk. Sağlıkta 17 bin 534 yatak kapasiteli 66 hastaneden oluşan 163 adet sağlık tesisi inşa ettik. Toplamda 950 yatak kapasiteli 3 hastanemizle birlikte 17 sağlık tesisimizin yapımı devam ediyor. Bunların dışında İstanbul’a kazandıracağımız plan, proje ve ihalesi devam eden toplamda 9 bin 582 yatak kapasiteli 60 sağlık tesisimiz var. Böylece İstanbul’u sadece ülkemizin değil dünyanın en önemli sağlık merkezlerinden biri haline getiriyoruz.”

“TOPLU KONUTTA 173 BİN KONUT PROJESİNİ HAYATA GEÇİRDİK”

Toplu konutta 173 bin konut projesini hayata geçirdiklerini aktaran Erdoğan, İstanbul’da toplamda 16 milyon 101 bin metrekare yüzölçümünde 38 adet millet bahçesi projesinin bulunduğunu, bunların 10 tanesini tamamladıklarını söyledi.

Yıldız Teknik Üniversitesi ve Zeytinburnu Beştelsiz Milet bahçelerinin inşaatlarının, diğerlerinin de proje ve ihalesinin sürdüğünü belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

“Atatürk Kültür Merkezi’nin inşasında sona geliyoruz. Taksim Meydanı’nda biliyorsunuz muhteşem bir opera binasını İstanbul’umuza kazandırıyoruz. O malum zatlar var ya onlara rağmen. Yaparsak biz yaparız, AK Parti yapar. Çok farklı bir projeyi oraya inşa ettik ve kısa zamanda bitiyor. Bir diğer tarafta da sağ olsun özel sektör muhteşem bir camiyi de yine Taksim Meydanı’na inşa ediyor. O da 10 yılların hayali.”

“İSTANBUL’UN BÖLÜNMÜŞ YOL UZUNLUĞUNU 782 KİLOMETREYE ÇIKARDIK”

Ulaştırmada İstanbul’un bölünmüş yol uzunluğunu 500 kilometre ilave ile 782 kilometreye çıkardıklarını vurgulayan Erdoğan, İstanbul- İzmir otoyolunu tamamlayarak 8-9 saat süren İstanbul-İzmir yolculuğunu 3,5 saate, Bursa’yı bir saate, Balıkesir’i 2 saate, Eskişehir’i 2-2,5 saate düşürdüklerini söyledi.

Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Kuzey Marmara Otoyolu’nu tamamlamak üzere olduklarını ifade eden Erdoğan, Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni sadece milletin değil insanlığın hizmetine sunduklarını belirtti.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Osman Gazi Köprüsü’nü, İstanbul Havalimanı’nın yıllık 90 milyon yolcu kapasiteli 1. etabını hizmete aldıklarını anımsatan Erdoğan, İstanbul’un Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Kocaeli ve Sakarya ile olan bağlantılarını yüksek hızlı trenle sağladıklarını ifade etti.

İnşası devam eden hatlar tamamlandığında İstanbul’u ülkenin dört bir tarafına hızlı tren kolaylığı ile bağlamış olacaklarını anlatan Erdoğan, Levent-Hisarüstü metro hattını tamamladıklarını, açıldığı günden bugüne toplam 202 milyon yolcunun seyahat ettiği Gebze-Halkalı banliyö hattını işletmeye açtıklarını söyledi.

Halkalı Lojistik Merkezi’ni bitirdiklerini, demiryollarının çoğunu yenilediklerini, Marmaray ve Avrasya Tüneli’nden sonra boğazın altından geçecek olan yeni tünel olan Büyük İstanbul Tüneli’nin etüt, proje çalışmalarını tamamladıklarını, ihale hazırlıklarının devam ettiğini belirten Erdoğan, Sabiha Gökçen Havalimanı’nı Marmaray’a, Kadıköy’e, Tuzla’ya, Yüksek Hızlı Tren Garı’na, Üsküdar’a, Çekmeköy’e bağlayacak demiryolu proje çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

“BU CHP’LİLERDEN BU TÜR ŞEYLERİ DİNLEDİNİZ Mİ?”

Erdoğan, yapımı süren Gayrettepe-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ve Bakırköy-Bahçelievler Kirazlı Metro Hattı’nı bu yıl sonuna kadar tamamlayacaklarını belirterek, “Halkalı-İstanbul Havalimanı raylı sistem bağlantısını ve İstanbul-Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı’nı önümüzdeki yıl bitiriyoruz. Yenikapı-İncirli-Sefaköy metrolarını ise 2023 sonuna kadar hizmete sunuyoruz.” dedi.

İstanbul’un turizmine, kültürel zenginliğine, ekonomisine ciddi katkısı olacağına inandıkları Haliç Yat Limanı ve Kompleksi projesini de seneye bitirmeyi planladıklarını aktaran Erdoğan, “Ben ne anlatıyorum? İstanbul’a yapılan hizmetleri anlatıyorum. Peki bu CHP’lilerden bu tür şeyleri dinlediniz mi? Böyle bir şey dinlediniz mi? Bunların kitabında hizmet var mı? Ekranları başında bizi izleyen milletime de sesleniyorum biz bu millete hizmetkar olmaya geldik efendi olmaya değil.” diye konuştu.

Erdoğan, millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini dile getirdi.

Erdoğan, şunları söyledi:

“Şimdi beğenmiyorlar ya engellemeye çalışıyorlar ya Kanal İstanbul Projemizin etüt kapsamında yer alan tüm teknik çalışmalar tamamlandı. Diğer adımları için gerekli çalışmaları da başlatıyoruz. Onlara rağmen Kanal İstanbul’u da yapacağız. İnadına yapacağız. Kanal İstanbul ile İstanbul nasıl güzelleşecek, İstanbul nasıl bir başka şehir olacak, bunu da görecekler. Alıştıracağız. Buna da alışacaklar.

Çamlıca tepelerinde biliyorsunuz, Büyük Çamlıca Camisi’nin çevresinde bir görüntü kirliliği vardı. O antenler, filan falan…Hepsini kaldırdık çünkü biz çevreciyiz. Çevreciliğimizin alametifarikası olarak onları kaldırdık ve bunun yanında televizyon ve radyo kulesini de hizmete açarak bir başka görüntüyü oraya verdik. Onu da Binali Bey ile birlikte çalıştığımız zaman, yalnız Binali Bey o mimari bana ait, hakikaten farklı bir mimari var ve bu mimariyle o eseri de İstanbul’umuza kazandırdık. Şimdi bütün o antenlerin hepsinin vericileri orada. Çevre adına hamdolsun bu güzel adımı attık. İnşallah önümüzdeki dönemde bu şehre nice güzel hizmetleri çok daha büyük aşkla kazandırmaya devam edeceğiz. Artık o kuleden de tüm İstanbul’u izlemek, orada yemeklerinizi yeme fırsatına sahipsiniz.”

“TÜRK MİLLETİNİN KADERİYLE PARTİMİZİN KADERİ ADETA İÇ İÇE GEÇMİŞTİR”

AK Parti’nin partilerden bir parti olmanın ötesinde sorumluluklara sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Türkiye’nin ve Türk milletinin kaderiyle partimizin kaderi adeta iç içe geçmiştir. Biz sizi seviyoruz, biz bu millete aşığız. Biz dertliyiz dertli. Ülkemize saldıranların birinci hedefi hep AK Parti ve onun temsilcisi olan şahsımız ile tüm kadrolarımızdır. AK Parti’ye saldıranların da asıl gayesi Türkiye’nin kazanımlarıdır. Bu gerçeği bilmeden atacağımız her adım bizi yanlış yollara çıkartır.” dedi.

AK Parti’nin gündem takip etmediğini, gündemi belirlediğini de vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Farkımız bu. Gündem belirleme konusunda en büyük görev de İstanbul İl Teşkilatımıza düşüyor. Çünkü ülkemizin siyasetinden ekonomisine, sporundan sanatına kadar her önemli gelişme bu şehirde yaşanır. Şayet İstanbul’un gündemine iyi hakim olursak, Türkiye’nin nabzını da tutmuş oluruz. Biz bugüne kadar milletimize verdiğimiz hiçbir sözü unutmadık, kulak arkası etmedik. Ne dediysek, ne taahhüt ettiysek önünde sonunda hepsini de yaptık. Şimdi hep birlikte İstanbul’a bir söz vereceğiz. Bu aziz şehri 1994 yılında teslim aldığımızda nasıl kısa sürede sorunlarını çözüme kavuşturduysak, inşallah bir sonraki seçimde de aynısını yapmaya hazır mıyız? Çöp dağlarını nasıl temizlediysek, o hava kirliliğini nasıl ortadan kaldırdıysak, şairin ‘Bu şehr-i Sitanbul ki bi-misl-ü bahadır. Bir sengine yek-pare acem mülkü fedadır’ dediği İstanbul’u 25 yıl geriye götürenlerin yol açtığı tahribatı hızla gidereceğiz.”

“ÜMRANİYE ÇÖPLÜĞÜ HADİSESİNİ UNUTMUYORUZ”

Erdoğan, Ümraniye çöplüğü hadisesini de unutmadıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu:

“CHP o Ümraniye çöplüğünde bizim vatandaşlarımızın ölümüne neden olmadı mı? O çöplük patladı ve orada 40’a yakın vatandaşımız maalesef öldü. Ama ne oldu? Biz geldik o çöplüğü kaldırdık, oraya spor tesisleri yaptık. Farkımız bu. Kim çevreci? Biz çevreciyiz. Çünkü CHP deyince akla şu gelir, çöp, çukur, çamur. İşte İzmir’de şu son yağmurlarda ne oldu? Hatta bir hanımefendi ne dedi Bay Kemal’e, ‘Ya 35 yıldır şu İzmir’i siz yönetiyorsunuz, 35 yıldır biz her yağmurda, her karda kışta maalesef evlerimiz, dükkanlarımız bu hale geliyor.’ O da kuzu kuzu dinliyor ha. Yok. Bu iş öyle lafla olmuyor. İşte İzmir’deydik geçen hafta, İzmir kongresini yaptık. Ama ben bu defa İzmirlileri çok farklı gördüm. Hesabı sorulacak öyle anladım. Bu şehri yeniden çöp dağlarına İstanbul’u kastediyorum, kokuya, yokluğa, ihmale maruz bırakanlarla tüm İstanbul önünde sandıkta hesaplaşacağız 2023’te. Kardeşlerim Batı için Türk, yani İslam. Doğu için de Türk, yani Kızıl Elma olan İstanbul’un bu kutlu kimliğini elinden almak isteyenleri sandığa gömeceğiz. Hazırız değil mi? İstanbul’a tuğla üstüne tuğla koyan herkese ‘Allah razı olsun’ diyecek, bu aziz şehre acı çektiren herkesten de bunun hesabını sandıkta soracağız. Dünyada sahip olduğu 16 milyonluk nüfusa nazaran hayat standardı en yüksek, yaşaması en kolay şehirlerden olan İstanbul’a bu özelliğini zehir etmeye çalışanları sandıkta sigaya çekeceğiz. İstanbul’u karanlık ve sapkın ajandalarına aparat yapmaya kalkanları, bu uğurda gerekiyorsa şeytanla bile iş birliğine girenleri sandıkta muhakkak ifşa edeceğiz. Bunlar teröristlerle beraber değil mi? Bunlar şeytanla iş birliği halinde değil mi? Ama ne oldu? Biz bunlara Cudi’yi, Gabar’ı, Tendürek’i, Bestler Deresi’ni, buraları mezar yaptık, yapmaya devam ediyoruz, edeceğiz.”

“KALE İÇERİDEN FETHEDİLİR”

İl ve İlçe teşkilatlarıyla belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarıyla hep birlikte çok çalışacaklarını, kadın kolları üyelerinin kapı kapı dolaşacağını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Unutmayın, kale içeriden fethedilir. Kaleyi içeriden inşallah hanım kardeşlerim fethedecekler. Gençler siz de gönülleri fethedeceksiniz. Ben gençlerimize çok güveniyorum. Bizim gençlerimiz tinerci gençlik değil. Bizim gençlerimiz eli bıçaklı, silahlı gençler değil. Bizim gençlerimiz, bilgisayarıyla kitabıyla okuyan, düşünen ve buna inanan bir gençlik. Gençler kendimizi parti binalarına, ofislere, lobilere, çok konuşulan az iş yapılan mekanlara hapsetmeyeceğiz. Sokaklarda olacağız, çarşıda, pazarda, fabrikada, evde, iş yerinde her yerde olacağız. Hanımlara, gençlere ulaşacağız, çalışanlara, emeklilere ulaşacağız. İnsanımızı sevincinde de hüznünde de yalnız bırakmayacak, hep yanında olacağız. Derdine derman olabildiğimize derman, olamadığımıza ise dert ortağı olacağız. İstanbul’da ahvalinden haberdar olmadığımız, sokağına, hanesine, iş yerine girmediğimiz, gönlüne dokunmadığımız tek bir vatandaşımızı bırakmayacağız.”

Erdoğan, salonda ve ekranlardan kendisini izleyenlere seslenerek, “Makam, mevki bunların hepsi gelip geçici. Ne olur tevazu ehli olalım, mütevazı olalım. Kimseye gurur, kibir satmayalım.” ricasında bulundu.

Tevazu ile insanlara yaklaşılması, darda kalanlara ulaşılması, yardım elinin uzatılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, ramazan ayının da çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Erdoğan, mübarek ramazanı şerifin feyzinden hep birlikte istifade edilmesi gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

“Seçim tarihine kadar geçen her günü seçim günüymüş gibi kabul ederek çalışacağız. Seçim günü de sandıklara iyi sahip çıkacağız. Çok değil daha iki yıl önce 2019 seçimlerinde sandıklarda ve birleştirme tutanaklarında çekilen, çekilmeye çalışılan numaraları unutmadık. İl ve ilçe teşkilatlarımız ile geçmişteki seçimlerde görev yapmış tecrübeli kadrolarımızın yanında kadın ve gençlik kollarımızın da sandıklara sahip çıkacak ilave organizasyonlar yapmasını istiyorum. Güçlü bir yönetim oluştu. Bu güçlü yönetimle inşallah İstanbul gerek ana kademede, gerek kadın kollarında, gerek gençlik kollarında inşallah bu hazırlık sürecini başarıyla yürütecek. Özellikle hanımlara sesleniyorum. Sizin sahip çıktığınız bir sandıkta Allah’ın izniyle hiçbir yanlışın olmayacağına inanıyorum. Bugünden itibaren seçim tarihine kadar boşa geçirecek tek bir günümüz yoktur. Unutmayın insan için ancak çalıştığı kadarı vardır, emri ilahisini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayacağız. Bize düşen unutmayın, kader gayrete aşıktır inancıyla var gücümüzle çalışmaktır. Tüm bunları yaptıktan sonra gerisini rabbimizin takdirine bırakacağız.”

Erdoğan, merhum Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın “Hak şerleri hayreyler zannetme ki hayreyler/ Zannetme ki gayreyler/Arif anı seyreyler/Mevla görelim neyler/Neylerse güzel eyler” dizelerini seslendirdi.

Kur’an-ı Kerim’de defalarca “Hiç akletmez misiniz?” sorusunun yöneltildiğini dile getiren Erdoğan, başka bir yerin de de “Hiç düşünmez misiniz?” denildiğini kaydetti.

“SAMİMİ BİR MUHASEBE YAPILMASI GEREKİYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin yıllara sari siyasi birikimine, partinin 20 yıla yaklaşan geçmişine, hükümetlerin 18 yılı geride bırakan iktidarlarına bakarak samimi bir muhasebe yapılması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

“Nereden geldiğimizi, nerede durduğumuzu ve nereye gittiğimizi bilmezsek esen rüzgarların önünde hazan yaprakları gibi savrulur gideriz. Gençlik kolları başkanlığı, il başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, milletvekilliği, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yapmış bir kardeşiniz olarak bu muhasebeyi yaptığımda ilk çıkardığım ders, Allah’ın rızasını ve milletin desteğini gözetmeyen hiçbir işin hayırla neticelenmeyeceğidir. Buradan altını çizerek söylüyorum. Millete küsülmez, milletle inatlaşılmaz, millete husumet beslenmez, millete rağmen iş yapılmaz. Bu temel hakikatleri kabul etmeden siyaset yapmaya kalkanın sonu hüsran olur. Bu ilkeleri kendine rehber edinmeden yola çıkanın akıbeti felaket olur. Bunun ikin hep AK Parti’yi milletin kurduğunu, AK Parti’nin sahibinin millet olduğunu, AK Parti’nin istikametini milletin gösterdiğini tekrarlıyoruz. Girdiğimiz 15 genel seçim, mahalli seçim, halk oylaması ve cumhurbaşkanlığı seçiminin tamamında partimizi birinci yapan milletimiz bunun karşılığında bizden sadece ne bekliyor, hizmet. AK Parti olarak bugüne kadarki tüm başarılarımızı milletimize borçlu olduğumuzu biliyoruz. Eksikliklerimizin sebebini de kendimizde arıyoruz. Yaptığımız muhasebe bizi reform gündemimize daha sıkı sahip çıkmaya yöneltti. Siyaseti ve ekonomisi 2013 yılından itibaren sürekli saldırı altında olan ülkemizin çıkış yolunu hep bu şekilde bulduk. Şimdi de aynı istikamette ilerleyeceğiz. Cumhur İttifakıyla birlikte başlattığımız büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasını sürdüreceğiz.”

“YENİ REFORMLARLA BU SÜRECİ HIZLANDIRACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hukukta ve ekonomide hayata geçirecekleri yeni reformlarla bu süreci hızlandıracaklarını anlatarak, “Yeni sivil bir anayasayı milletimizle birlikte hazırlayarak hem bu ülkeyi darbe dönemi anayasasıyla yönetilme ayıbından kurtaracak hem de 2053 vizyonumuzun rehberine kavuşmuş olacağız. Önümüzdeki salı günü uzun süredir üzerinde çalıştığımız ve tüm kesimlerin beklentileri doğrultusunda hazırlanan İnsan Hakları Eylem Planını milletimizle paylaşacağız.” dedi.

Sonraki hafta da ekonomik reform paketini kamuoyuna açıklayarak ülkeyi istikrar ve güven temelinde büyütme kararlılığını bir kez daha ortaya koyacaklarını vurgulayan Erdoğan, milletin salgınla birlikte hızlanan küresel, siyasi ve ekonomik düzendeki yeniden yapılanma arayışlarından azami karla çıkması için gayret göstereceklerini kaydetti.

Erdoğan, sınırların içinde ve dışında tek bir terörist bırakmayarak ülkenin güvenliğine, milletin huzuruna, insanların refahına yönelik en önemli tehdidi ortadan kaldıracaklarını belirterek, “Doğu Akdeniz’den Karadeniz’e ve eskilerin Adalar Denizi dediği Ege’ye kadar çevremizdeki tüm sulardaki haklarımızı sağlama alacağız. Hani bir şeyler söylüyorlar. Hiç kafanızı takmayın. Ege’de Akdeniz’de evelallah bizler bütün gücümüzle, bütün imkanlarımızla varız, bundan sonra da var olacağız. Kim ne derse desin. Bunların hepsi maalesef provokasyon.” ifadelerini kullandı.

“BU YOLDA DAHA ÇOK YAPACAĞIMIZ İŞLER VAR”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Orta Asya’dan Afrika’ya kadar tüm medeniyet ve kültür coğrafyamızdaki kardeşlerimizle her alanda bağlarımızı güçlendireceğiz. Hasılı milletimizle birlikte ve milletimiz için daha nice yıllar çalışmayı sürdüreceğiz. Bu vizyonun ilhamını da nereden alıyoruz? İstanbul’dan alıyoruz. Şairin ‘Yeridir dünyanın güneşiyle tartılsa’ diyerek eşsizliğini dile getirdiği İstanbul ne kadar çalışırsa, ne kadar üretirse ne kadar kazanırsa Türkiye de o kadar büyük mesafe kat edecek.” değerlendirmesini yaptı.

Yeni il başkanı ve yönetiminin büyük misyona sahip şehrin lokomotifi olarak görev yapacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu yola çıkarken unutmayalım, yola çıktık yanımızda kimler vardı ama bugün maalesef kimler var. Ölümlü bir hayatı yaşıyoruz ve bu ölümlü hayat içerisinde birçok dostlarımız, birçok büyüklerimiz bugün yanımızda yok. Onlar hakka yürüdüler, ebedi alemdeler. Büyük bir hadis alimi, aynı zamanda tefsir alimi, fıkıh noktasında Emin Saraç Hocamızı 92 yaşında daha yeni hakka uğurladık. Ondan birkaç gün önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızı, Beyoğlu Belediye Başkanlığımızı uzun süre yapmış olan Kadir Topbaş ağabeyimizi yine aynı şekilde, kabristanları da birbirine yakın, hakka uğurladık. Buna benzer birçok kardeşimizi, büyüklerimizi hakka uğurladık, uğurluyoruz. Eninde sonunda tabii bizim de gideceğimiz yer orası. Temennimiz odur ki Rabbim bizleri sevgili Habibinin Liva-ül hamd ismiyle müsemma sancağı altında da haşru cem eylesin. Şunu da unutmayalım ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş meğer’ diyorsak, bu hizmetlerimiz çok önemli. Emin Saraç Hocamız yetiştirdiği öğrencileriyle anılacak. Kadir Topbaş ağabeyimiz İstanbul’daki yaptığı eserleriyle anılacak. Bir yerden geçerken ‘Şunu da Kadir ağabeyimiz yapmıştı.’ dedirtmek çok önemli. Boğaz’ın sularını Haliç’e bağlarken verilen emek. Orada emeği var. Peki şu andaki İstanbul Belediye Başkanı bu işlerden anlar mı? Bunlar tam aksine İstanbul batak içerisinde onlar da Bodrum’da fantezide, seyahatte. Biz dertliyiz derli. Onların böyle bir derdi yok.”

Erdoğan, “Bu yolda daha çok yapacağımız işler var. Bizim davamız çok farklı bir dava, bu kutlu yolculuk. İnşallah bu kongreyle birlikte İstanbul’umuzu çok daha farklı bir şekilde tırmandıracağız.” dedi.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*