
SAĞLIK HAFTASINDA TARSUS’UN ESKİ ZAMANLARI
SAĞLIK HAFTASI DÜNYADA KONUŞULMAYA BAŞLANMIŞKEN 1948′ LERDE GÜNDEME GELDİĞİNİ VERİLER ANLATIYOR
Sağlık haftası denilince,hep o eski zaman hastalıkları ve dükkanlarında ilaç yapan insanlar gelir aklıma…Küçük minare cami yanında “hafız gdaym” ve “cibare dede”.”hafız gdaym” ve “cibare dede”nin elleriyle şifalı otlardan yaptıkları yaramızı beremizi iyileştiren ilaçlarını unutamam.(torunları Cibareler ve Özkul aileleri) unutamadığım kırık çıkıklara da yani kemiklere iyi gelen ilaçları vardı.
O eski zamanların Tarsus’ luların lakapları çok şey anlatır bize.”Hafız Gdayn” kemik koruyan,”Cibare Dede” kırıkları onaran demekti.Tarsus’un eski zamanlarında doktorların yazdığı reçetelerdeki ilaçlar eczanelerde yapılırdı.Eczanelerin arakasındaki odada ilaçlar yapılırken ilacın teslimi için saat verilirdi.
O eski zamanların insanlarının yaptıkları ilaçlarla iyileşirdik.
Ama ! Tarsus’un o eski zaman hastalıkları trahamu kör eder veremi öldürürken sıtması da öldürücüydü.O yıllarda yaşayan biri olarak nasıl sağ kurtuldum diye düşünürken annemin çocuğunu nasıl koruğu aklıma gelir.Sokakta oynarken geçen faytonların çıkardığı tozlar gözlerime dolduğunda annem yüzümü gözümü sıcak suyla yıkar gözlerime göz damlası damlatırdı. Ama yinede sabah gözlerim çapaklarla kaplı uyanırdım.Tarsus’da o yıllar tüm öğrenciler Sakarya okulundaydı.
Ve sıtma;Korkunç bir hastalıktı.Kaynağı sivrisinekti. Sivrisineğin hastayı ısırmasından sonra bir üşütme tutar yorgan battaniye kar etmez sonra ateş basardı.Ağzımızın etrafı sarı renklerine benzer çok ufak çıbanlar oluşurdu.Hastanın karnı şişti mi kurtuluşu olmazı.Öncesinde Kinin hapları devrede dünyanın en acı ilacı.Rengi sarı dünya sıtma savaşında Unicef ‘ten gönderilen kininler her eve dağıtılırdı.Kinini yutan yavaş yavaş iyileşir.Annem kinin hapını sigara kağıdına sarar içerirdi.Acısının farkına az olurdu.O yıllar Çukurova da sıtmadan çok insan öldü.Sıtmayla en büyük mücadeleyi yapan Tarsus’ lu doktor rahmetli Mahir Kürklü’dür.
Ve verem;yine çok öldürücüydü.İkinci dünya savaşının buhranlı günlerinde ekmek karneyle dağıtılırken gıda bulmakta zorlanan hastayı ilaçla yaşatmaya çalışırlardı. Çukurova da ilk veremle savaşan dernek kuran Tarsuslu doktor Ali Menteşoğlu ve onun büyük destekçisi Şadi Eliyeşil ve Adanada bir zengin insan ismini hatırlayamadım.Bütün yazdıklarımın şahidi olarak diyorum Tarsus’un eski zamanlarında hastalıklarla mücadele etmiş onu insanları bir bir nasıl unuttuk.Oysa şimdilerde yaşayanların ben dahil bir vefa borcumuz var.
Biz onları yalnız unutmadık.Tarsus’un ve Çukurova’nın eski zamanlarının hastalıklarını da unuttuk.Bakın bu konuda Atalar ne demiş;”bir hasta yatar yatar,iyileştiği gün hastalığı unutur.Sağlıklı yıllar dilerim.
Bir yanıt bırakın